BETER / YETER

Mesafe ölçülebilir bir kavram değilmiş. Seninle aramda ki uzaklığı bir ben bilirmişim. Dokunacak kadar yakın iken seni özlemek, kokunu duyamayacak kadar uzak iken seni yanımda hissetmek. Mesafemiz arasındaki boşluk her daim "Başkaları" tarafından doldurulmakta. Sanırım bu bizim eksikliğimiz. Yetemeyişimiz. Kutlamaya değer bir şey olduğunda "yanımızda" olsun istediklerimiz yalnızca "Yanımızda" kalsa.. "Aramıza" girmese. Seni kendime bile anlatamaz iken başkalarına karşı dile getirme çabalarım seni yermez. Ama seni (Zeppelin dinleyip bira içiyorum.. Akşamdan kalamadım, sabahtan devam ediyorum... Çok güzel çalıyor ) Nerede kaldığımı unutuyorum...

Neyse...

"Bilirsin ya hani..." diye başlamanın keyfi çok güzel. 

Sensizlik de güzel.. Sensiz kalabilmek için seni bilmek gerek.. Hiç haberi olmayanlara göre çok şanslıyım. Sensizlik de güzel.. 

Parmaklarım uyuşuyor son günlerde. Tam da sana dokunduğum tarafları.. 
Canım acıyor son günlerde.. Tam da bana dokunduğun tarafları...

"Hatırlarsan bir gün" yaşanmışlığın simgesidir. Hatırlamasan da yaşanmışlığı değiştirmez. Hatırlamak mı, yaşanmışlık mı beni mutlu eden? Yoksa sadece sen misin? 

"Geçmişte Kalmak" değil, kadrini bilmek benimkisi. 

Seni bilmeyen yok ise etrafımda, gidememişsin kadın. Sağ ol kaldığın için. 


Hayatının en güzel zamanlarını bana ayırdığın için çok teşekkür ederim.